Birçok Bedende Bir Memeli!..

Memeliler ve balarıları çevrelerini kontrol ederek pasif uyum sağlayıcılardan çevre düzenleyiciliğe geçiş yapmışlardır. Böylece evrimsel bir avantaj sağlamışlardır. Balarısının biyolojisi çevresindeki enerji ve maddeyi organize çalışan bir yapıya dönüştürür ve neslinin devamını garanti altına alır.

Çoğalma ve çiftleşme aslında iki farklı süreçtir. Çoğalmadan çiftleşme ve çiftleşmeden çoğalma olabilir. Çiftleşerek çoğalma çeşitliliği arttırarak evrimsel avantaj sağlar.

Balarısı süperorganizması kızkardeş koloniler, yani “oğul”lar ile çoğalır. Nisan ile Eylül arası enleme ve coğrafyaya göre oğul mevsimidir. Hazırlıklar 2-4 hafta öncesinden başlar. Oğul içinde yaşlı ve genç arılar dengelidir.

Tamamen işlevsel ve “yetişkin” kızkardeş kolonilere bölünerek çoğalma ve üreme balarılarına potansiyel bir ölümsüzlük sağlar.

Bu yolla genetik aktarım da devam eder; erkeklerin çiftleşmeden sonra ölümü de gen daralmasına karşı bir önlemdir.

Oğul çıktıktan sonra kalan kolonide eskiler ölünce yeni ananın nesli başlar. Kovan aynıdır, ama artık organizma aynı değildir. Bu yolla çoğalma sadece bir süperorganizmada olanaklıdır.

Bir arı kolonisi, süperorganizma olmakla kalmaz; her yıl yenilenen yaşam döngüsü ile daima “genç” de kalır. Her yıl yeniden doğar, büyür, yaşlanır, ölür.

Yenilenen ana ile de genetik değişim olur ve yeni bir soy başlar. Balarılarının doğasının özü budur.

Johanness Mehring (1815-1878) bir arı kolonisi bir omurgalıya denk bir “varoluş”tur, der.

Canlıların çoğunda çok sayıda sperme sahip az sayıda erkek, az sayıda yumurtaya sahip çok sayıda dişiyi döller. Arılarda bu durum tam tersine dönmüştür.

Genç ana arının “zifaf” uçuşu; burada yanıtını henüz tam olarak bilmediğimiz birçok soru var.

Çok sayıda erkek “toplanma” bölgelerinde “bekler”. Bakire ana, bu toplanma bölgesini nasıl bulur? Toplanma bölgesi nasıl seçilir? Çok sayıda “rekabetçi” erkek neden kavga etmez? Kovanın kahir çoğunluğunu oluşturan işçi arılar, başta kendileri tüm koloninin kaderini belirleyecek bu törene, uçuşa neden kayıtsız kalır, yoksa kalmaz mı?

Daha da önemlisi, tüm koloninin geleceğini bir ya da birkaç tecrübesiz bakire ananın aslında çok riskli ilk uçuşuna nasıl bağlayabiliyorlar? Bunun evrimsel karşılığı nedir?

Acele etmeyin, sırayla, önce bu uçuş hakkında bildiklerimiz ya da bildiğimizi sandıklarımız;

Toplanma alanları, 30-200 m yarıçapında, kapalı, korunaklı ve çevresinde nirengi nesneleri olan sakin yerlerdir. Şaşırtıcı olarak, çiftleşmenin gerçeklemesi için illa toplanmak gerekmez, uygun bir alan yoksa toplanmadan da çiftleşilebilir. Bir kez toplanılmayabilir, dağılınıp tekrar toplanılabilir ya da başka yerde toplanılabilir. Erkekler sanılanın aksine, bir kez kovandan çıkıp toplanma bölgesine uçtuktan sonra çiftleşme bitene kadar havada kalmazlar. Çiftleşme gerçekleşmezse sahada geceleyebilir ya da kovana geri dönebilirler. Çiftleşme sezonu başladığında bitene ve yöredeki tüm bakireler çiftleşinceye dek erkekler toplaşıp sabırla gelini beklerler.

Bu konuda yeni keşfettiklerimiz: Diğer canlılarda sperm “yarışı” esastır; spermlerin tek tek ya da görebildiğimiz kısmıyla taşıyıcıları aracılığıyla. Bu yarış üstelik “temiz bir yarış da değildir, ölümünedir. Yarışmak değil kazanmak esastır. Tersine arı spermleri yarışmaz, elbette taşıyıcıları da. Dolayısıyla kavga da etmezler, aksine yardımlaşırlar. Bakire ana, “sadece” kovanın dışındayken davetkar kokusunu salar. Bu “ana kokusu”nun kovan içi versiyonu hepsi de aslında dişi olan işçi arıların cinselliğini baskı altında tutar.

Bakire anayı havada ilk yakalayan ve çiftleşen erkeğin endophallus’u dişinin “vagina”sında kalır, ama işin ilginç tarafı endophallus’un kitin kılıfı parlak turuncu rengi ve üzerini kaplayan yapışkan mukusun kokusu ile diğer erkekleri “çeken” bir işaret görevi görür. Sadece balarıları havada çiftleşir.

Geldik en önemli soruya, işçiler gerçekten bütün bu olup bitene karşı kayıtsız mı?

Çiftleşme mevsimi gelip çattığında, uygun bir günde, bakire ana, erkekler ve kalabalık bir tarlacı arı grubu “orientasyon”, “alıştırma” uçuşuna çıkar. Bu kitlesel uçuşlarda acemiler çok azdır. Yeni ana arı yoksa uçuş olmaz, sadece çiftleşme zamanları yapılırlar. Normal beslenme uçuşları da ana arı yokken azalır. Yeni ana arı çıkar çıkmaz uçuşlar başlar.

Gözlemler, kitlesel alıştırma uçuşlarının acemi uçuşu olduğu yaygın savını desteklemiyor. Peki ya bu uçuşların asıl nedeni bakire ana arının varlığı ise? Çiftleşme uçuşu sırasında genç anaya usta ve yaşlı tarlacılardan bir grup eşlik eder.

Yapay döllenmiş ana istemeyen bir arıcının iki seçeneği vardır; kovanlarından çıkacak yeni anaların arılığındaki erkeklerle çiftleşmesi ya da bu anaları özel çiftleştirme kutularında kalabalık erkek kolonilerinin bulunduğu çiftleşme alanlarına götürmek.

Gözlemler birinci durumda, yani “doğal” durumda anaların neredeyse tamamının döllendiğini, ikinci durumda ise üçte birinin döllenebildiğini gösteriyor. Normal olarak böyle bir kayıp kabul edilemez.

Bu farkın nedeni acaba usta izci arıların eksikliği olmasın? Sonuçta genç ana titizlikle korunması ve yönlendirilmesi gereken bir kargodur.

İkinci “eşlik” nedeni ise “aynı” kovanın erkekleriyle çiftleşmenin, dolayısıyla “kardeşlenmenin” engellenmesidir.

Arılarda; ölümcül “gen savaşı” erkekler arasında değil dişiler arasındadır.

Tüm bu süreçlerde kontrol koloninin kendisindedir. Ne zaman oğul verileceğine, ne zaman ana yenileneceğine koloni karar verir.

Modern evrim biyolojisi grup seçilimi bağlamında “koloni evrimi”ni kullanır. Burada koloni bireysel genomun aktarılmasında çok güçlü bir araçtır.

Herhangi bir anda bir kolonideki arılar, ana arının çiftleştiği 10-12 erkek arının herhangi birinin sperminden gelen alelleri taşırlar. Ana arı birden çok erkekle çiftleştiği için herhangi bir anda kolonideki işçi arıların bazıları “öz”, bazıları “üvey” kızkardeştir.  “Öz” kardeşler birbirini tanır ve kayırır mı?

Son çalışmalar tanıdıklarını ve kayırdıklarını gösteriyor. İşçi arılar, “oğul” zamanı yeni ana arı gözlerini oluştururken genellikle kendi %75 kardeşlerinden olan larvaları seçerler. Ayrıca bu çalışmalar, burnumuzu arıların “yatak odası”na neden sokmamamız gerektiğini de anlatıyor.

Arılar, arı kolonisi insanlar için her zaman büyüleyici bir fenomen oldu. Soruların yanıtlarını aramaya, gizemlerini çözmeye, onları anlamaya ve onlardan öğrenmeye devam ediyoruz.

Organize bir topluluk modeli olarak temel bir biyolojik çalışma alanı sağlarlar. Ekoloji ve ekonomi sağlıklı arılara bağlıdır, arılar yaşama bütüncül yaklaşım için olağanüstü bir rol modelidir.