Geçen yıl öncelikle arılar ve floramız, ama daha da çok arıcılarımız için zorlu bir yıl oldu ve olmaya da devam edecek gibi görünüyor. İklim krizi artık geleceğini ve olası sonuçlarını tartıştığımız ürkütücü bir beklenti olmaktan çıkıp, yaşadığımız bir gerçeğe dönüştü.
Durum çok ciddi. Ve sadece bizim değil tüm dünyanın sorunu. İstisnasız herkes, hem de göz göre göre hazırlıksız yakalandı ve bırakın yakın ya da uzun geleceği planlamayı yarın ne yapacağını bilemeden, el yordamıyla çözümler bulmaya, hayatta kalmaya çalışıyor. Arıcılarımız ise zaten geçen seneden kayıpla girdikleri bu senenin nasıl geçeceğini ve ailelerinin sağlığını düşünürken, üstüne de bu ekonomik koşullarda bırakın geçinmeyi arılarını nasıl hayatta tutacaklarını düşünmek zorunda kaldılar.
Ama bütün bunlar kadar önemli olan bir diğer konu ise tozlaşmadır. Tozlaşma olmazsa, birkaç bitki dışında ürün olmaz. Bitkisel ürünler, aynı zamanda hayvan beslenmesinde kullanıldıkları için aynı zamanda hayvansal ürünlerin de olmazsa olmazıdır. Yani tozlayıcılar olmazsa yiyecek ve giyecek hemen hiçbir şey olmaz.
Bu alandaki karnemiz de doğal alanların yitimi ve ekosistem kayıpları nedeniyle kötü ve geriye çoğu durumda sadece bal arıları kalıyor bu işi yapacak. Yani arılarımız dolayısıyla arıcılarımız çalışmak, arı bakmak, göçmek ve bunu sadece kendileri için değil, tarımsal üretimin sürmesi için de yapmak zorunda. İyi de bu nasıl olacak. Geçen senenin sorunlarına bu senenin maliyetleri eklenince arıcılar önlerini göremediler ve üretim planlaması yapamadılar.
Arı bakımı arıcının her zaman planlayabildiği bir süreç değildir; hava açar, kapar, yağar. Buna bağlı olarak çiçek durumu ve ona bağlı olarak arının durumu değişir. Arıcı ister istemez işini fırsat bulduğunda yapmak zorunda kalır. Yani arıya bakmaya karar verecek; ama yolculuk, konaklama, yeme, içme, barınma konuları ne olacak. Hiçbirini alıştığı, bildiği gibi yapamadı, yapamayacak. Maalesef şu anda Ağustos’un ilk haftası ve konu hala belirsiz.
Yılın ilk bal hasat zamanı geldi; arıcılarımız, zorlu bir üretim sürecinden sonra kekik, geven, kestane ve yayla ballarını sağdılar. Ancak, bütün bu belirsizliklere ve risklere, artan maliyetlere ek olarak giderek artan ekonomik kriz nedeniyle insanların alım gücü iyice düştü ve bu kez de ballarını nasıl satacakları derdine düştüler. Öte yanda toptancılar keyifle bekliyorlar.
Bu bağlamda sizleri, en azından kooperatifimizin bulunduğu bölgelerdeki arıcıların sorunlarına çözüm ortağı olarak bu sürece katkıda bulunmaya; bir topluluk destekli tarım uygulaması olarak arıcılarımızın yaylada ürettikleri kır çiçeği ballarını bu balların ortalama perakende satış fiyatları olan 200 TL/Kilo üzerinden satın almaya çağırıyoruz.
Ön ödemeler Ağustos ayının ilk haftasından itibaren yapılabilir. Ballar Ağustos ayından başlayarak en son Eylül ayının ilk haftası katılımcıların adreslerine kargolanacaktır. İndirimli kargo ücreti katılımcı tarafından ayrıca ödenecektir.
Hepimiz Aynı Kovandayız!..
Apikoop Arıcılık ve Apiterapik Ürünler Üretim ve Pazarlama Kooperatifi
Halk Bankası İzmir Kemeraltı Şubesi
IBAN TR 85 0001 2009 4320 0043 0000 09
e-posta: bilgi@apikoop.org.tr